sahte aşk

--------

Cumartesi, Haziran 10, 2006

Tahmin


Korku filmlerini hem severim, hemde nefret ederim onlardan. Çünkü her zaman en beklenmedik adam katil çıkar. Ben de filmin başından gözüme figüran sayılabilecek kdar ufak tefek, pasif bir adamı gözüme kestirir, bütün filmi adama şüphe ile bakarak geçiririm. Fakat bu sefer de filmin ortalarında, katilin o olmadığı ortaya çıkar. İşin kötü yanı, hiç değilse filmin ortasında bunu anlamış olmam sevindirici değildir., çünkü zekamın bu konuda hiç bir rolü yoktur. Benim adam ilk on ölüden dördüncü ya da beşincisi olarak mortu çekmiştir.. Bir buçuk saat boyunca "katil benim!" diye bas bas bağıran başrol oyuncularından biri işlemiştir onca cinayeti. Bazen de mantığımı kullanarak en şüpheli görünenin katil olduğuna karar verir. Şıp diye bulduğum için kendimle gurur duyar, hatta filmi seyreden başka birileri varsa onların saflıklarıyla dalga geçerim. Bu da uzun sürmez, çünkü arkasında bir mezarlık dolduracak kadar ölü varken, başlangıçtan beri topal ve çocuksu olan adamın adamın yüzünden kötü, alaycı bir bakış beliriverir. Nadir de olsa katilin katili doğru tahmin edebildiğim filmler yok değil, çoğu da kötü kurgulanmış, üçüncü sınıf filmler...

<$BlogItemCommentCount$> yorumlar:

Yorum Gönder

<< Home